30’lu Yaşlara Adım Adım

Çok zaman oldu sevgili okur, keyfimiz yerindedir inşallah. Fırtınalara kapılıp, seller ile sürüklendikten sonra, her şeye rağmen ordasındır umarım.

Hayat kolay geçmiyor bilirim. Tercihler yapa yapa, vazgeçip, tercihlerden caya caya, ağlayıp sızlayarak seneler geçiyor. Yaş kemale eriyor. Bir bakmışım 28’e doğru sürüklenmişim.

Yaş 30’a yaklaştıkça bir telaş sarıyor bünyeyi. Bir yandan yapmayı planladıkların, bir yandan yapmak zorunda oldukların. En özgürlükçü kadının ya da erkeğin bile yapmak istedikleri için para kazanmak zorunda olduğu bir dünya işte bu. Masa başı hayatlar, gündüz düşleri…

Hayatta tanıdığım en umursamaz adam, sosyolojiyi bitirip (10 yıla yakın bir sürede) sahaf oldu. Kadıköy’de küçük dükkanında gündüz esnaf gibi çay, akşam bira içiyor. Basit ve mutlu bir hayat. Sabah kalkıp kepenklerini açıyor, sandalyesine oturup kitaplarını okuyup hayatını sürdürüyor. Geçenlerde bir arkadaşımız sormuş aylık kazancın ne diye 750 lira demiş. 750 lira, evet. Biz beyaz yakalılar aldığımızdan maaşlardan memnun olmayıp, her iş teklifini acaba maaş artışı ile ordan oraya zıplayabilir miyim derken adam 750 TL ile geçiniyor. Sorun kapitalizmin yumuşak kollarında vakit geçirmekten hoşlanan bizlerde mi, yoksa sosyalist bir yaklaşımla hayatını sürdüren o adamda mı? İşte bunlar hep sağlam irade.

Konuyu dağıtmadan ilerlemem gerekirse, yokluğunuzda olan biten çok şey oldu. Aşktan ihtirastan başımız döndü , evlenmez dediklerimin çocukları oldu.

Aşk meşk olayları hep bir muamma. Tuttuğun yer harika, geri kalanı darmadağın.

Geri dönüyorum dostlar, bildiklerim sizin kadar ama gördüklerim biraz fazlaca. Anlatayım diyorum, paylaşalım diyorum.

Evet erkek-kadın dünyasına geri dönüyoruz.

Bu haftaki ilk konumuz;  Gönülden Gönüle Uçanlar.

 

Leave a comment

Filed under Sorunsal, Uncategorized

Leave a comment