Sevgili Okur,
2015, bana değişik şeyler tecrübe ettirdi . Tanıdığım çoğu erkeğin aslında tek niyetinin iki bacağının arasında olan o deliğe girmek olduğunu, o deliğe giremediklerinde dünyalarının yıkıldığını ve senin dünyanı yıktıklarını gördüm. Bizzat yaşadım, bizzat yaşayanları gördüm. Nasıl bir zihinsel perception ise, 2015 yılında ilişkilerin gerçek anlamda date olarak değil, yatakta başladığını bir kez daha gördüm. Acaba biz gerçekten date’e çıkmayı bekleyenler, daha çok mu bekleyeceğiz? Yatak dışında başlayacak bir ilişki olacak mı? Eminim ki yatak dışında başlayan ilişkiye de “kesin gay” gözüyle bakarız. Aslında acaba ne istediğimizi bilmiyor muyuz? soruları ile başlayan 2015.
Diğer yandan, 2015’in ilk ayında tanıdığım şu çocuk kağıt üstünde muhteşem. Ailesi, kendisi, işi, kişiliği on numara. Böyle bir çocukla birlikte olmadıysak, inanın bir sorun vardır zaten. Çocuk öpüşmeyi bırakın, sevişemiyor. İçimizdeki ırmakları çağlayana çeviremiyor. 28 yaşına gelmiş erkek nasıl kötü sevişebilir, aklım almıyor. Şimdi böyle bir adamla niye birlikte olalım ya da olayım. Hayatımızın sonuna kadar fake orgasm taklitleri yaparak mı geçirelim illa kağıt üstünde iyi diye, yoksa zaten bir noktada seks bitiyor kağıt üstünde iyi olan adamla mı olalım. Seks konusunda iyi olmayan adamı aldatmayacağımızın ne garantisi var ki? Erkekler de bunun için aldatmıyor mu? Evet işte, bütün yollar sekse çıkıyor.
Diğer yandan bir arkadaşım da görüşmeye başladığı çocuğa bakire olduğunu söyleyince çocuk görüşmeyi kesti. Bu mudur yani? Kız o güne yatmadıysa, hiç yatmayacak mı sanıyor bu gerizekalılar. Bu kadar mı sabrımız kalmadı karşımızdakini tanımaya, yoksa vücut hatlarını tanımak daha mı çekici geliyor. O vücut hatları bir gün değişirse, hiç tanımadığın bir adamla/kadınla mı birlikte olacağız? Yoksa, önce vücuduna bakalım, beğenirsem aklına mı bakarım diyoruz.
Ayrıca, erkekler bizi nasıl bu kadar hızlı kandırabiliyor? Neden ayaklarımızın yerden kesilmesi için aylar değil de günlerin geçmesi yeterli? Duymak istediklerimizi duyduğumuzda bunlara nasıl bu kadar kolay inanıp, sorgulamıyoruz. Ya da neden bunların sadece sekse giden bir yol olduğunu araç olduğunu ve amaç olmadığını fark edemiyoruz. Bu kadar mı inanmak istiyoruz ya da sevmek ve sevilmek?
İşte bir yıl daha binlerce soru ile ve onaylanan binlerce düşünce ile başladı. Umarım skora koşarsınız sayın Okur, sevişmeyi iyi bilen ama daha önemlisi sevmeyi bilenlerle..
xx